31 Jan 2012

Karizma vs Yakisiklilik

Karizmatik erkekleri yakisikli, duzgun vucutlulara tercih ederim.
Ornek1:

Benedict Cumberbatch



SHERLOCK dizisini izliyorsaniz eger onu kesinlikle taniyorsunuzdur, tanimayanlar icin soyluyorum, BBC'nin Sherlock (2010 da baslayan) dizisinde Sherlock Holmes'i canlandiran yetenekli bir aktor. Hatta son zamanlarda izledigim (bana gore) en yeteneklilerinden olsa gerek ki ilk bolum daha bitmeden etkilendim. 
35 yasinda olduguna inanmak imkansiz! Gorunus olarak (ismi kadar) biraz ilginc geldi. 
Yuz ozellikleri yane. 
Ve biraz fazla "Ingilizimsi" biliyorum biraz garip bi kelime oldu ama ne demek istedigimi anlamissinizdir. Tabi Sherlock Holmes karakterinin verdigi o gizem ve kadinlara karsi ilgisizligide bu etkilenme hissini daha da ortaya cikartmiyo degil. Insani daha da bagliyo hatta. 
Konusmasi, hareketleri ve ozellikle ses tonu okadar etkileyici ki, televizyonun karsisina oturup Sherlock'u izlerken kendi kendinize "offf yaa adam karizma iste!" demeden gecilmiyor. 
Vizyona yeni giren bir Steven Spielberg filmi olan "War Horse" ta Benedict Cumberbatch'i izleyebilirsiniz.
Ama Sherlock'tan izledigim kadariyla anlattiklarima inanmiyorsaniz bide siz deneyin ;)
http://diziport.com/sherlock-izle

Yurtta Hastalanmak ...

Eskiden hastalaninca dibe vurdugumu dusunurdum ama simdi yurtta yasayipta hastalaninca ...


AMAN TANRIM!


Zaten en buyuk korkum atesimin cikmasidir, o da oldu. 


Grip oldum sanirim.


Gecen gece atesim cikti, bir dakika cok sicak diye soylenirken (sessizce, kendi kendime) ikinci dakika cok soguk diye titrer oldum. Annemde yazik bana Skype'tan yardim etmeye calisiyor falan.
Evden uzak olmayida ben sectim hane, kendi kendime yasiyim zorluklari falan filan ogreniyim diye.


Tek yasamak cidden zor.


Corba bile icemiyorum (tabi yaptigim hizli corba, mutfaga kadar gidecek halim bile yok halen)  kokusu midemi bulandiriyor. Anca nane, ihlamur yaninada tatli ekmek, sabahtan aksama kadar boyleyim. 


Bugun dunden biraz daha iyiyim ama bogazim halen kotu ve ayaga kalktigimda bayilicak gibi oluyorum. 
Malesef aksam seminarim var ve gitmem lazim... 


HA GAYRET!


Moralimi duzelten sarkiyi dinle, yok daha neler!

29 Jan 2012

Yeni Takipciler

Biliyorum daha sadece 8 takipcim var blogumda, ama bi sabah uyanipta takipci sayisinin arttigini gorunce gercekten sevindim. Hepinize tesekkur ederim :)

25 Jan 2012

15 Temmuz 2010

Cok guzel bir gundu, cok guzel bir geceydi.
O iki yil sonra ilk kez bulustugumuz gun.
Daha 5 gundur konusuyorduk, gecmisi tamamen atmistik sanki.
Hatta sanki hic yasanamamisti o gunler, haftalar, aylar.
Sanki bir damla bile goz yasi akmamisti bu gozlerimden.
Sanki hic haykirmamistim ismini aglarken.
O iki yil icinde neler yasadim sensiz bir bilsen.
Gecmisimden utanmiyorum, utanamam, sonucta butun yasadiklarim simdiki beni yaratmadi mi?
Ama biliyorumki butun bunlari anlatmam icin daha erken, cok erken.


Ikimizinde kazandigi o anlamsiz iddaa. 
Simdi dusunuyorumda... Ilk ben mi seni gordum yoksa sen mi beni.
Butun tartismalarimiz gibi sacma bir soru oldu bu degil mi?
Yavasca donen o kapiya dogru yururken, kalbimin atisinin hizlandigini duyabilecegini dusundum bir an. 
Oysa sen, disarda, kapidan uzak bir noktada duruyordun, beni bekliyordun.
Ingiltere'nin bulutlarini animsatan gri tshirt'in, kum rengindeki bermuda sortun, kirli lacivert spor ayakkabilarin ve eski pilotlarin kullandigi gunes gozluklerin.
Daginik koyu kahve saclarin, nerdeyse omuzlarina kadar uzatmistin. Ama nedense benim gozlerim o andan beri dudaklarindaydi.
Sana dogru yururken senin beni gordugunu de gordum. 
Iste o an, kalbimin attigi yerden cikip onume dusecegini zannetim, hersey yavasladi sanki.
Etrafimdaki insanlar daha yavas yuruyordu sanki. O donen kapi artik donmuyor denecek kadar hizini kaybetmisti.
Arkamdan beni izleyen iki kisi. Onumde sen. 
Iste hayatim buydu, gelecegim. 


Bir gece oncesinden soylemistim, eger sana bakmazsam beni yanlis anlama sadece beni takip et diye.
O kapilarin ardinda senin bulundugun tarafa dogru yurudum ama seni gormemezlikten geldim.
Yanindan gectigim an sadece sana sarilmak istedim. Inanir misin gozlerim yasarmisti nerdeyse. Ama beyaz gozluklerim butun bunlari gormene engel olmustu.
Bir kac saniye sonra beni takip ettiginin farkina vardim. 
Ne selam, ne nasilsin. Ilk soyledigim cumle "hadi gidelim, beni izliyorlar" olmustu, senden de basit bir "tamam" cevabi almistim.
Ama artik sen beni degil, ben seni takip ediyordum.
Iyi saymistim. Uc kez karsidan karsiya gecikten sonra o dokulmus kaldirimlarin ustunden yurumeye baslamistik. 
Uzaklasmistik o noktadan, artik bizi gorebilcek kimseler yoktu. 
Basta bir sessizlik. Ama fazla surmeyecegini bizde biliyorduk. 
O ayakkabilarimla nasil o kaldirimlarda yuruyemedigimi cok iyi gormustun. Az kalsin dusuyordum ki beni son anda tutmustun.
Ne kadar utanc verici bir andi o!
Iki yildir gormedigin fakat sevdigin insanin yanindayken ...
Her karsidan karsiya gecisimizde elimden tutmaya baslamistin ama sanki korkuyordun, fazla yakindik bir anda ama bir sure sonra beraber gulup kosmustuk.
Boyle yazinca bende guldum simdi ama oyleydi.
Bir kez daha karsidan karsiya gectik ve bu kez elini tuttugunda bir acidan emin olmani sagladim ve bir sure oyle yurumustuk, ben elimi geri cekene kadar. 
Kocaman bir yola varmistik. Otobanlara benziyordu. Dumduz yurumustuk, agaclarin dallarina carptin hep, ben de boydan kurtardim.
Butun yol boyunca dalga gecmistin, sakalasmistik. Su sisesi vardi elimde tutmani istedigimde "firlatabilir miyim?" diye sormustun ve bende sana garip garip baktiktan sonra gulmustum.
Dizlerini bukerek benim boyuma ulasmistin, acaba ben dunyayi nasil goruyorum diye sormustun bide. Yolda da bir suru araba vardi, trafik durmustu, ve herkes bize bakiyordu, evet bunu gormustum.
Sonra karsidan karsiya gecmemiz gerekiyordu, ve cok zor oldugunu soylemistin. Gecmeden once elimi tutmustun, bende elini sikica tutmustum.
Kostuk ve gectik.


Ve o an gecmisten kalan bütün mutsuzlugumuzu, el ele karsidan karsiya geçtigimiz gibi, beraber geçtik. Artik o gunler geride kalmisti.
Pismanliklarin barinamadigi yeni bir dunyaya varmistik. 

9 Jan 2012

4 Gunluk Ankara Macerasi - 1. Gun

Arkadasligin anlamini bildigimi saniyordum,
sanirim yine yanilmisim.
Bu arkadasliktan oteymis.
Gozlerimi kapatip actigimda karsimda kocaman sevgi dolu kan bagi bile olmayan bir aile gordum.
Kimsenin birbirini hor gormedigi,
yargilamadigi, yada neden sen boylesinde oyle degilsin demedigi insanlarin icinde buldum kendimi.
Oysa ben zaten hep oradaymisim gibi.
Kucakladigim butun bedenler okadar gercekti ki,
Bu kadar insanin yansittigi isiyi ve gulucuklerin gercekligini daha once boyle taniklik etmemistim.

4 gun sadece.

Ilk gun, ilk okulda beraber tiyatro ve dansa gittigim cok sevecen arkadasimi gormeye gittim.
Kugulu parkin tunali tarafinda, taksi duraginin orda bekle demistim.
Arabadan inmeden gordum onu.
Canim ya, bekletmisim belli ki,
Nasilda bakiyordu oyle etrafina, beni ariyordu.
Arabadan indigimde direkt ona dogru hizli adimlarla yurudum, gittim sarildim.
O gun ordan oraya gezindik, baska nedenlerden olan heyecanima taniklik etti,
Beni sakinlestirmek icin elinden geleni yapti, guldurdu.
Gittik beraber en sevdigimiz sarkicilarin cd'lerine baktik, bi sure sonra karsimiza Justin Bieber'i gorunce hayattan soguduk tabide o ayri.
Burger King'de yerken benim istahim kesildi, daha yeni aldigim yemegi yiyemedim bile.


Hayatima kelimelerle anlatamadigim sekilde bir guzellik katan bir insan var bide.
O bana mesaj atti bugun ne yapiyorsun diye.
4 yildir onu tanimama ragmen her seferinde ilk kez gorucek misim gibi hissettirir bana.
Kalbim oyle hizli atmaya basladi ki midem agzima geldi.
Gittik starbucks'ta bekledik bizde, zaman gecti sonunda onune cik dedi, disarida bekledim sabirsizlikla.
Sag, sol, sag, sol.
Kafami cevirdigim her yerde onu aradim ama goremedim.
Sonra tekrar sol tarafima baktigimda iste o cok tanidik yuz uzaktan belirmeye basladi.
Yuzumdeki aptal gulucuk ortaya cikti birden.
O'na kosup sarilmak istedim, keske yapsaydim diyorum hatta.
Ama oyle bi hale girmistim ki heyecandan ve sevincten dona kalmisim.
Aylardir ozledigim o sevimli surat sonunda saniyeler gectikte bana yaklasiyordu.
O'da beni gordu, gulumsedi ve sarildik. 
Sandigimdan uzun surdu galiba ama doyamadim.
Ucumuz yuruduk oldtown'a dogru.
Arkadasim gitmeden abisinin ve onun nisanlisinin bizi bekledigini soyleyince ... sasirdim.
Keske onceden soyleseymiste kendimi hazir etseymisim dedim.
Panik oldum. Zaten yeni tanistigim insanlarla genellikle utangacimdir, sessizimdir.
E bide abisi ve nisanlisi olunca is daha da bi panik moda girdim.
Salak gibi kasildim gerildim asiri derecede sessizlestim ne yapacagimi ne diyecegimi bilemedim.
Kendime durmadan rahat ol rahat ol dedim ama zaten bu cok sevdigim insanlaykende heyecanlanirken bu biraz ustume fazla bindi.
Olsun yinede O'nun varligi herseye degerdi.
En son gitmeden once yine sarildim optum, ama her seferinde yetmiyodu ki bu bana.
Arabaya bindim ve hemen mesaj attim O'nu ne kadar sevdigimi yine soyledim.
Korkularimdan biridir bu, eger bana bir gun bisey olursa ve O'nu ne kadar sevdigimi bilmezse diye.
Civigini cikartmamaya calisirim, ama nefes aldigim surece O'na O'nu ne kadar sevdigimi soylemek istiyorum.
Sadece bunu bilerek yasamasini istiyorum.


- 1. GUNUN SONU -